İçeriğe geç

Harbiyeliler günü ne zaman ?

“Harbiyeliler Günü ne zaman?” sorusunun kısa cevabı: 13 Mart. Ama mesele sadece bir tarih değil; nasıl hatırladığımız, kime ne anlattığımız ve neyi görmezden geldiğimizdir.

Harbiyeliler Günü Ne Zaman? 13 Mart’ın gölgesinde kalan bir hafıza günü

Sahi, bir ülkenin “harbiyelileri” varsa, onların günü neden herkesçe bilinmez? Çünkü Harbiyeliler Günü, geniş kamuya duyurulan bir resmî tatil değil; çoğunlukla Kara Harp Okulu’nun (bugünkü MSÜ KHO) kendi ritüelleriyle 13 Mart’ta anılır. Bu tarih, Mustafa Kemal Atatürk’ün 13 Mart 1899’da Harbiye’ye girişinin yıldönümüdür; Harbiyelilerin yıl içindeki en güçlü hafıza duraklarından biridir. Törenler çoğunlukla kurum içinde yapılır, kamuya yansıması sınırlıdır. :contentReference[oaicite:0]{index=0}

“1283, içimizde”: Ritüel güçlü, mesaj belirsiz

Her 13 Mart’ta yoklama yapılır; “1281?”, “1282?” denir, “burada” cevapları gelir. Sıra Atatürk’ün Harbiye numarasına—“1283?”—geldiğinde Harbiyeliler tek ağızdan “İçimizde!” diye haykırır. Bu sahne vurucudur; hafızayı diri tutan bir ortak dil yaratır. Fakat bu güçlü ritüel, kapalı devre kaldıkça toplumun geri kalanına ne anlattığını tartışmak zorundayız: Bu sadece bir okul geleneği mi, yoksa Cumhuriyet’in kurucu aklıyla bağ kurmanın yaşayan bir yöntemi mi? Eğer ikincisi ise, neden bu anlatı toplumun tamamına açık ve anlaşılır biçimde taşınmıyor? :contentReference[oaicite:1]{index=1}

Günün zayıf noktaları: Sessiz takvim, daralan kamusal alan

Harbiyeliler Günü’nün en zayıf yanı, “takvimde görünmez” oluşu. 30 Ağustos, 19 Mayıs veya 29 Ekim gibi toplumsal mutabakat üretmiş tarihler varken 13 Mart, geniş kamuoyunun ajandasına düşmüyor. Medyada sınırlı yer alıyor; haberler çoğunlukla protokol görüntülerinden ibaret kalıyor. Oysa günün hikâyesi, sadece “protokol” ve “yıldönümü” değil; bir eğitim ethosu, liyakat fikri ve Cumhuriyet’in asker-sivil ilişkisinin tarihsel evrimidir. Bu katmanlar anlatılmadıkça “Harbiyeliler Günü ne zaman?” sorusu, “13 Mart”tan ibaret bir bilgi kırıntısı olarak kalır. :contentReference[oaicite:2]{index=2}

Provokatif sorular (tartışma başlatması için):

— 13 Mart’ı toplumun tamamına açmadan, “ortak hafıza” inşa edilebilir mi?

— “1283, içimizde” ritüeli, sadece bir anma mı; yoksa kamusal sorumluluğa davet mi?

— Harbiyeliler Günü’nü görünür kılmak, militarizmi yüceltmek midir, yoksa Cumhuriyet’in eğitim mirasını hatırlatmak mı?

— Eğer bugün liyakat ve etik bir “kamusal ideal” ise, neden bu idealin tarihi taşıyıcılarından biri olan Harbiye’nin günü daha açık, daha sivil dille anlatılmıyor?

Derinlemesine eleştiri: Ritüeli anlatıdan, anlatıyı toplumdan koparmak

Bir günün değeri, sadece kimlerin salonda olduğu ya da hangi komutanların mesaj yayımladığıyla ölçülmez. Değer, ritüelin ürettiği “kamusal anlam”da saklıdır. Harbiyeliler Günü anlatısı bugün üç açıdan zayıflıyor:

1) Kapsayıcılık eksikliği: Tören dili kurum içi ve meslek içi bir jargonla yürüdükçe, günün anlamı toplumun geri kalanına taşınmıyor; dışarıdan bakan için 13 Mart, fotoğraf ve başlıklardan öteye geçmiyor. :contentReference[oaicite:3]{index=3}

2) Hikâye kırılması: Atatürk’ün Harbiye’ye adım attığı gün, aslında sivil bir idealin—bilimsel eğitim, akıl ve liyakatin—askerî terbiyeyle bütünleştiği bir tarih. Bu çizgi, sade bir dille yeniden yazılmadan, ritüel toplumla bağ kuramıyor. 13 Mart’ın Atatürk bağlantısı net; fakat bu bağlantı, bugün hangi değerlerle güncelleniyor? :contentReference[oaicite:4]{index=4}

3) Kamu iletişimi sorunu: Haberler tören odaklı; “neden 13 Mart?” sorusunun cevabı çoğu içerikte ya hiç anlatılmıyor ya da ikinci plana atılıyor. Bu da günü, “bilgi”den çok “protokol”e indirgemeye hizmet ediyor. :contentReference[oaicite:5]{index=5}

“13 Mart”ın tarihsel zemini: Bir okul kapısından içeri adım

13 Mart 1899’da Selanik’ten İstanbul’a gelen genç Mustafa Kemal, Harbiye’ye girerek yalnızca bir okula değil, bir düşünme geleneğine adım attı. Bugün Harbiyeliler Günü diye andığımız tarih budur. Bu zemini bilmeden, “gün”ün ifadesi de boşlukta kalır. “1283” numaranın “içimizde” oluşu, bir kişinin biyografisinden çok daha fazlasını—kurucu bir aklın eğitime yüklediği anlamı—taşır. :contentReference[oaicite:6]{index=6}

Ne yapmalı? Harbiyeliler Günü’nü görünür, anlaşılır, hesap sorulur kılmak

— Açık anlatı: 13 Mart’ın neyi niçin hatırlattığını sade, sivil bir dille anlatan rehber içerikler üretmek gerek: “Harbiyeliler Günü nedir, ne değildir, neden 13 Mart?”

— Toplumsal katılım: Tören görüntüsünün ötesine geçen, gençlere—harp okullarında olsun olmasın—etik ve liyakat odağında ilham veren kamusal etkinlikler.

— Şeffaflık: Sadece “anmak” değil; sorular sormak. Harp okulu eğitiminin bugünü, liyakat süreçleri, çağın bilimsel gereklilikleri, sivil-asker ilişkisinin demokratik standartları… 13 Mart, işte bu başlıkların konuşulacağı gün olmalı.

— Medya stratejisi: Protokol haberinden ibaret kalmayan, ritüelin anlam katmanlarını anlatan çoklu formatlar (kısa belgesel, veri öyküleri, açık dersler).

Son söz: 13 Mart’ı ajandaya yaz, tartışmayı büyüt

Harbiyeliler Günü, “bir okulun iç ritüeli” olmaktan çıkıp “bir ülkenin eğitim ve etik ideali”ne dönüştürülebilir. Bunun için 13 Mart’ın tarihini bilmek yetmez; bu tarihin bugün ne anlattığını cesurca tartışmak gerekir. O hâlde soralım: 13 Mart’ta gerçekten neyi hatırlıyoruz—bir töreni mi, yoksa liyakat ve sorumluluk fikrini mi? Cevap basit değil; ama iyi bir gelecek için bu soruyu toplumca yüksek sesle sormak zorundayız. Ve evet, takvime not: Harbiyeliler Günü, 13 Mart. :contentReference[oaicite:7]{index=7}

Kaynak notu (okumaya değer):

— 13 Mart’ın Atatürk’ün Harbiye’ye girişiyle ilişkisi ve “1283, içimizde” geleneği, resmî tören haberleri ve kurum açıklamalarıyla her yıl doğrulanır. İlgili örnekler: TRT Haber ve Habertürk’ün 13 Mart tören içerikleri; ayrıca emekli subaylar ve tarih araştırma merkezlerinin 13 Mart değerlendirmeleri. :contentReference[oaicite:8]{index=8}

::contentReference[oaicite:9]{index=9}

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
betci.orgprop money